Peygamberler-Tarihi-- Adem'den Önce ve Sonra

Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--



Adem (a.s) ilk insan ve ilk peygamberdir. Kur'an-ı Kerim, onun çamurdan (topraktan) yaratıldığını belirterek, yaratılışın aşamalarını çeşitli açılardan anlatır.


Peki Allah, insanı yaratmaya nasıl ve neden karar vermişti?
Bu kararından sonra neler olmuştu?

Hazreti Adem'den önce, Melekler ve yine bir melek olan İblis (Şeytan) vardı. İnsanlığın babası Adem'in yaratılmasından önce, bu yaratışa ilk itiraz da meleklerden gelmişti. Yüce Allah: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım,” buyurduğunda; Melekler buna karşı çıktılar ve: “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa ki biz, seni överek yüceltiyor ve seni takdis ediyoruz” dediler (Bakara, 2/30).


Melekler, insanın yaratılmasına neden karşı çıktılar?

Meleklerin bu itirazına sebep, “Ben, balçıktan, işlenebilen kara topraktan, bir insan yaratacağım. Onu yaratıp, ona ruhumdan üflediğimde, hemen ona secdeye kapanın” (Hicr, 28-29) ayetinden de anlaşıldığı gibi, bu yeni yaratılanın, kendilerinden farklı, kendilerinden üstün, Allah'a halife olmaya lâyık birisi olacağının bildirilmesi olmalıdır.


Çünkü Allah, meleklerden üstün bir varlık yaratarak, ona kendi ruhundan üfleyerek, meleklerin de ona itaat etmesini isteyerek, meleklerin bundan sonraki konumlarının farklı olacağını bildirmektedir.


Yaratılıştan sonra Şeytan'ın Allah'a ve insana düşman olması:


Bu ilk itirazlar, ilk insanın yani Adem'in yaratılmasından sonra da, meleklerden biri (Şeytan) tarafından sürdürülecektir. Diğer melekler yaratılıştan sonra Allah'ın emrine uyarak bu yeni varlığa saygı gösterseler de; yaradılıştan önce itiraz ederek, bu kararından Allah'ı vazgeçirmeye çalışmışlardır.


Fakat Allah,“Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” diyerek melekleri uyarmış ve kararından dönmemiştir. Sonuçta Adem yaratıldı ve melekler hep birlikte ona secde ettiler. Ancak, melekler arasında bulunan İblis, Adem'e secde etmemekte direndi. Elbette bu direniş, aynı zamanda Allah'ın emrine de karşı çıkış idi. Olayın devamını yine Kur'an-ı Kerim'den dinleyelim:

“Allah: 'sana emrettiğim halde seni secdeden alıkoyan nedir?' dedi. 'Beni ateşten, onu çamurdan yarattın, ben ondan üstünüm' cevabını verdi. Allah ona, 'büyüklenmek sana düşmez, sen alçağın birisin dedi. İblis: 'İnsanların yeniden dirilecekleri güne kadar beni ertele' dedi. Allah: 'Sen mühlet verilenlerdensin' dedi. İblis: 'Beni azdırdığın için andolsun ki, senin doğru yolun üzerinde insanlara karşı duracağım; çoğunu sana şükreder bulamayacaksın' dedi. Allah: 'Yerilmis ve kovulmuşsun, oradan defol; andolsun ki insanlardan sana kim uyarsa, onları ve sizi hepinizi cehenneme dolduracağım' dedi” (Araf,7/11-18).

İşte böylece, insanla Şeytan arasındaki sonsuz mücadele başlamış oldu. Bu mücadelenin kıyamet gününe kadar süreceği, yukarıdaki ayetlerden de anlaşılmaktadır. Yüce Allah, Şeytan'ın aldatma plânlarını Kur'an'da bize haber vermekte ve Şeytan'a da, “Kullarım üzerinde senin nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar, bunun dışındadır” (Hicr, 42) uyarısında bulunmaktadır.

Olayın bundan sonrası, Şeytan'ın insanoğluna oynadığı ilk oyun, yani Adem ve Havva'nın Cennetten kovuluşuna neden olan kandırma olayı ile devam edecektir. (http://peygambertarihi.blogspot.com)



Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--

Stumble Upon Toolbar

Peygamberler-Tarihi-- Hz. Adem

Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--



Hz. Adem, bu yeryüzündeki ilk insan ve aynı zamanda ilk peygamberdir. Bütün insanların babasıdır.

Çamurdan yapılışı, çeşitli islam kaynaklarında özetle şöyle anlatılır:

Çeşitli ülkelerden getirilen topraklar, melekler tarafından su ile karıştırılarak çamur yapılıp, insan şekline konuldu. Bu çamur, Mekke ile Taif şehri arasında 40 yıl yatıp "salsal" oldu. Yani güneşte pişmiş toprak gibi kurudu. Sıra, onun canlandırılmasına geldiğinde, önce alnına Muhammed Aleyhisselâmın nuru kondu. Sonra Muharrem ayının onuncu Cuma günü, ruh verildi. Her şeyin adı ve ne işe yaradığı kendisine bildirildi. Boyu ve yaşı tam kesin olarak bildirilmedi.

Bütün melekler, Allahü tealânın emri ile Adem'e secde ettiler. Ancak İblis (şeytan) kibirlenerek, bu emre karşı geldi, secde etmedi : «Hani biz meleklere (ve cinlere): Adem'e secde edin , demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kafirlerden oldu»(Bakara, 34) .

Hz. Adem kırk yaşında iken, Firdevs adı verilen Cennet'e götürüldü. Cennet'te ya da daha önce Mekke dışında uyuyorken, sol kaburga kemiğinden Hz. Havva yaratıldı. Sonra, Allahü tealâ onları birbirine nikâhladı. Yasak edilen ağacın meyvesinden, unutarak ve İblis'in oyununa gelerek, önce Havva, sonra Adem aleyhisselâm yediler ve ceza olarak Cennet'ten çıkarıldılar. Adem aleyhisselâm Hindistan'da Seylan (Ceylon) adasına, Havva ise Cidde'ye indirildi. 200 sene yalvarıp ağladıktan sonra, tövbeleri ve duaları kabul edilip, hacca gitmesi emr olundu: «Sonra Rabbi onu seçkin kıldı; tevbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti» (Ta'ha, 122). Arafat ovasında Havva ile buluştu. Kabe'yi inşa etti.

Hz. Adem her sene hac ederdi. Arafat meydanında, ya da başka bir meydanda, kıyamete kadar gelecek olan çocukları, belinden zerreler halinde çıkarıldı. «Ben sizin Rabbiniz değil miyim ?» diye soruldu. Hepsi «Evet» diyerek imanlarını bildirdiler. Sonra hepsi zerreler haline gelip, Adem'in beline geri girdiler.

Sonra Şam'a geldiler, burada çocukları oldu. Hz. Adem, neslinden kırk bin kişiyi gördü. 1500 yaşına geldiğinde, çocuklarına peygamber oldu. Çocukları çeşitli dillerde konuştu. Cebrail aleyhisselam 12 kere geldi. Oruç, gusül abdesti ve günde bir vakit namaz emredildi. Kendisine kitap verilip, tıp, eczacılık, matematik, fizik, kimya bilgileri öğretildi. Süryani, İbrani ve Arabi diller ile kerpiç üstüne birçok kitap yazıldı. Bir rivayete göre, 2000 yaşında iken bir Cuma günü vefat etti. Hz. Havva da, Adem'den 40 sene sonra vefat etti. Kabirlerinin Kudüs'de veya Mina da Mescid-i Hif'de veya Arafat'da olduğu rivayetleri vardır.

Allahü teala Kur'an-ı Kerimde mealen buyuruyor ki : «Allah nezdinde İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı. Sonra ona "OL !" dedi ve oluverdi.» (Al-i İmran, 59) . Burada değinilen durum, Hz.İsa'nın ve Hz. Adem'in babasız olarak dünyaya gelmeleridir.
Peygamberimiz Muhammed (S.A.V.) ise Hz. Adem hakkında : «Allahü teala Adem'i (aleyhisselam) yeryüzünün her tarafından aldırdığı topraktan yarattı. Bu sebeple zürriyetinden siyah, beyaz, esmer, kırmızı renkte olanlar olduğu gibi, bazıları da bu renklerin arasındadır. Bazısı yumuşak, bazısı sert, bazısı halis ve temiz oldu.» (Hadis-i şerif, Müsned-i Ahmed bin Hanbel) buyurmuştur.

Hz. Adem şu beş özelliği ile bahtiyar olmuştur:
1) Hatasını itiraf etmek,
2) Pişmanlık duymak,
3) Nefsini kötülemek,
4) Tevbeye devam etmek,
5) Rahmetten ümidini kesmemek.

İblis de şu beş özelliğinden dolayı bedbaht olmuştur:
1) Günahını kabul etmemek,
2) Pişmanlık duymamak,
3) Kendini kötülememek,
4) Tevbe yerine, azgınlığını Allahü Teala'ya nisbet etmek
5) Rahmetten ümidini kesmek.

Habil ile Kabil

Habil ile Kabil, Hz. Adem'in oğullarından ikisidir. Habil'in Allah'a adadığı kurbanın kabul edilmesi ve kendi kurbanının Allah tarafından kabul edilmemesi üzerine Kabil, kardeşi Habil'i öldürür. Böylece dünyadaki ilk kâtil olan Kabil, kardeşinin cesedini ne yapacağını bilemeden, uzun süre sırtında taşır. Sonra bir kargadan görüp, Habil'i toprağa gömer.
(http://peygambertarihi.blogspot.com/)





Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--

Stumble Upon Toolbar

Peygamberler-Tarihi-- Hz. Adem’in Cennete Yerleştirilmesi

Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--



Allah, Hz. Adem'i ve onun eşini cennete yerleştirdi: “Ey Âdem, sen ve eşin cennette yerleş, otur. Ondan (cennetin yiyeceklerinden) istediğiniz yerden ikiniz de bol bol yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de kendinize zulmedenlerden olursunuz.” (2/Bakara, 35; 7/A’râf, 19) “Muhakkak bu (İblis) sana ve zevcene düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra zahmet çekersin. Çünkü senin acıkmaman ve çıplak kalmaman ancak burada mümkündür ve sen burada susamazsın ve sıcaktan bunalmazsın.” (20/Tâhâ, 117-119)

Ancak, Hz. Adem'e ve eşine yasak edilen bu ağacın ne ağacı olduğu, kesin olarak bilinmemektedir. Çünkü Allah, bu ağacın adını bildirmemiştir. Sadece şeytanın, Âdem'e ve Havva’ya çirkin yerlerini göstermek için, hangi sözlerle kandırıp vesvese verdiği anlatılmıştır: “Rabbiniz başka sebepten dolayı değil; sırf melek olursunuz yahut ebedî kalıcılardan olursunuz diye şu ağacı size yasakladı” (7/A’râf, 20) ve “Ey Adem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayacak bir hükümranlığı göstereyim mi?” (20/Tâhâ, 120) diyerek şeytanın onları aldattığı belirtilmektedir. Bu ağacın niteiği hakkında, sahih hadislerde de başkaca bir bilgi yoktur. Âyetlerden anlaşılmaktadır ki, Cenab-ı Hak cennette Adem’e ve Havva'ya büyük bir hürriyet vermekle birlikte, yine de buna bir sınırlama koymuştur. Bu sınırı aştıkları takdirde, kendilerine zulüm edeceklerdir. Cennete bu yasak ağaç, meyvelerinin yenilmesi için değil; insanın hayatını disipline etmek ve bir sınırlama ve kulluk için konulmuştur.

Âlimler, Hz. Âdem ve eşinin yerleştirildiği belirtilen "cennet" hakkında da görüş ayrılıklarına düşmüşlerdir. Cennet, sözlük anlamı açısından "bağ, bahçe, bahçelik yer" anlamına gelir. Acaba Hz. Âdem’in yerleştirildiği bu cennet, yeryüzünün ağaçlık, bağlık, bahçelik köşelerinden bir köşe midir; yoksa dünyadan ayrı, ahirette mü’minlere vaad edilen "cennet" midir? Kur’an’da bu konuda açık ve kesin bir bilgi verilmemiştir. İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre, Hz. Adem’in eşiyle yerleştirildikleri ve içinde "yasak ağacın" bulunduğu cennet, âhirette mü’minlere ve iyilik yapanlara vaad edilen, mükâfat yurdu olan cennettir.

Çünkü:
a) “Allah dedi ki: ‘Kiminiz kiminize (nesilleriniz birbirlerine, veya mü’minlerle şeytan birbirlerine) düşman olarak inin. Arz’da sizin için bir zamana kadar yerleşip kalmak ve geçinmek vardır. Orada (yeryüzünde) yaşayacaksınız, orada öleceksiniz, yine oradan diriltilip çıkarılacaksınız.” (7/A’râf, 24-25; ayrıca bkz. 2/Bakara, 36) Bu ayetlerde “hubût” (inmek) tâbiri ve inilecek yer de arz (yeryüzü) olarak zikredilmektedir. İlk yerleşme yeri yeryüzü dışında bir yer olmalıdır ki, buradan yeryüzüne iniş söz konusu olabilsin. Eğer Hz. Âdem ve Havva’nın yerleştikleri yer, "arzdaki" bir bahçe olsaydı “hubût”tan, yani "iniş"ten söz edilmesi, duruma uygun düşmezdi.

b) Tâhâ suresi 118-119'uncu âyetlerde, eşiyle birlikte Hz. Âdem’in yerleştirildiği cennetin anlatılan vasıfları, yani "acıkmamak, susamamak, çıplak kalmamak, güneşte yanmamak", sevap ve mükâfat yurdu olan, mü’minlere vaad edilen cennete ait niteliklerdir. Bu özellikte olan bir cennet (bahçe) dünyada yoktur. Öyleyse, Hz. Âdem’in yerleştirildiği bu cennet, âhirette mü’minlere vaad edilen cennettir.

c) Bu “cennet” lafzının başındaki "elif lâm", umum için değil, ahid içindir. Bu da göstermektedir ki, burada söz edilen cennetin anlamı, müslümanlar arasında bilinen ve mükâfat yurdu olan cenneti belirtir.

d) Yine bazı hadis rivayetlerine göre, Allah meleklerden birini görevlendirip, dünyanın her yerinden topraklar getirterek, hazırlanan çamurdan, Hz. Adem’i cennette yaratmıştır. (bkz. Ebû Dâvud, Sünnet 16; Tirmizî, Tefsir 1, 3; Müsned-i Ahmed, IV/400, 406). Hz. Âdem ile Hz. Musa’nın ruhlarının tartıştığını bildiren hadis (et-Tâc, I, hadis no: 40) de, bu cennetin sevab yurdu olan cennet olduğunu açıklar.

Bütün bunlarla birlikte, Hz. Adem’in ve Havva'nın yaratılıp yerleştirilği bu cennetin, mükâfat yurdu olan cennet veya yeryüzünde bir yer olması mümkündür. Çünkü bu konudaki naklî deliller kesin değildir ve Kur’an’da da buna dair kesin bir hüküm yoktur. Bunu Allah’tan başka kimse bilemeyeceğine göre, "şu cennettir", veya "bu cennettir" diye kesin hükme varmamak en uygunudur. Fakat, Hz. Adem ve eşinin yerleştirildiği cennetin, mükâfat yurdu olan cennet olduğuna dair deliller daha kuvvetlidir. (http://peygambertarihi.blogspot.com)



Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--

Stumble Upon Toolbar
Cep Telefonunuza İçerik Ekleyin: