Peygamberler-Tarihi--Hz. Davut'un Kişiliği

Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--



"...Dâvûd'a dağları ve kuşları boyun eğdirdik. Onunla beraber tesbih ediyorlardı. Biz (bunları) yaparız."... "Ona, sizi savaşın şiddetinden korumak için zırh yapmayı öğretmiştik. Ama siz, şükrediyor musunuz ki?" (el-Enbiya, 21/78, 80)

"Andolsun Dâvûd'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. Ey dağlar, onunla beraber tespih edin ve ey kuşlar (siz de). Ve ona demiri yumuşattık.", "Geniş zırhlar yap, dokumasını ölçülü yap ve (hepiniz) iyi işler yapın. Çünkü ben, yaptıklarınızı görmekteyim. diye vahyettik." (Sebe, 34/10-11).

Hz. Dâvûd (a.s.) hakkında Kur'ân-ı Kerim'den gelen rivâyetler; Dâvûd'un çok güzel bir sesi olduğunu, kendisine verilen Zebur'u okumaya başladığında, dağların ve kuşların onu dinlemek üzere çevresinde toplaştıklarını bildirmektedir. Zebur dört büyük semâvî kitaptan biri olup, yüzelli sûreden oluşmaktadır. Bu kitap, şer'î hükümler içermediğinden Hz. Dâvûd, Hz. Musa'nın şerîati ile hükmetmiştir.

Yahudi kaynaklarında Hz. Dâvûd'un, "Mizmar" denen bir müzik âleti çaldığından söz edilir. Kur'ân'da da: "(Her taraftan) gelen kuşlar da ona icabet ederler, hepsi onun nağmesine katılırlardı ", "Onun mülkünü kuvvetlendirmiştik. Kendisine hikmet ve açık konuşma, güzel konuşma vermiştik. " (Sad, 38/19-20).

Hz. Davut Adaleti

Yüce Allah, aynı sûrenin 21. âyetinde, Hz. Dâvûd (a.s.) döneminde gerçekleşen olan bir olayı da, Hz. Muhammed (s.a.s.)'e şöyle haber vermiştir: "Dâvûd'un yanına gelmişlerdi de, onlardan korkmuştu. Korkma dediler, Biz, iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkına saldırdı. simdi sen aramızda hak ile hükmet. Zulmetme. Bizi yolun ortasına (adalete) götür. " (Sad, 38/22). Kur'ân-ı Kerim'de anlatıldığına göre, bunlar iki kardeştirler. Birinin doksandokuz tane koyunu, ötekinin bir tek koyunu vardır. Böyle iken, doksandokuz koyunu olan kardeş, öteki kardeşinin tek koyununu da ister, bu yüzden aralarında tartışma çıkar. Bu tartışmayı, tek koyunu olan kardeş kaybeder. Hz. Dâvûd (a.s.)'a müracaat ederler. Dâvûd, kardeşlerden sadece birini dinler, ötekini dinlemeden hükmünü verir. Ancak bu yaptığı hareket sebebiyle Allah'dan bağışlanma dileyip secdeye kapanır, tevbe eder. Allah da, onu affettiğini bildirirerek, ona şu vahyi indirir: "Ey Dâvud, biz seni yeryüzünde (senden öncekilerin yerine) hükümdar yaptık. insanlar arasında adaletle hükmet, keyfine uyma. Sonra seni Allah yolundan saptırır. Allah'ın yolundan sapanlara, Allahın hesap gününü unuttuklarından dolayı çetin bir azap vardır. " (Sad, 38/26)

İsrailoğulları, Hz. Dâvûd'un hükümdarlığında en parlak dönemlerini yaşamışlardır. Dâvûd (a.s.) Kudüs'ü fethetmiş, kendisine başkent yapmıştı. Hz. Dâvûd, hem hükümdar, hem peygamberdi. Bir nimet olarak bu iki özellik birden ona verilmişti. O, İsrailoğullarını kırk yıl yönettikten sonra Hakkın rahmetine kavuştu. Hz. Dâvud (a.s.)'in yerine oğlu Hz. Süleyman (a.s.) geçti ve ona da peygamberlik geldi.


Hz. Davut Orucu

Hz. Dâvûd, bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi.
Abdullah b. Amr'dan rivâyet edildiğine göre, Abdullah, her gün gündüzleri oruç tutardı, geceleri de nâfile namaz kılardı. Onun bu durumunu Hz. Muhammed'e bildirdiklerinde, Rasûlullah onu çağırttı ve şöyle buyurdu: "Bir gün oruç tut, bir gün iftar et. İşte bu Dâvûd (a.s.)'in orucudur."

Hz. Davut Namazı

Bir başka rivayette ise, Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah'u Teâlâ'ya en sevimli oruç, Dâvûd (a.s.)'in orucudur. O, bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi. Allah'a en sevimli namaz da Dâvûd namazı idi. O, her gecenin yarısında uyur. Üçte birinde (nafile) namaz kılardı. Altıda birinde de yine uyurdu." (Müslim, Siyam, 183; Nesâî, Siyam, 69).
(http://peygambertarihi.blogspot.com/)



Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--

Stumble Upon Toolbar

Hiç yorum yok:

Cep Telefonunuza İçerik Ekleyin: