Peygamberler-Tarihi--Hz. Hud

Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--


Hud Aleyhisselâm, Yemen'de yaşayan Ad kavmine gönderilen bir peygamberdir: «Ad kavmine de kardeşleri Hud'u (gönderdik). (...)». Ad kavmi, Hz. Nuh'un oğullarından Sam'ın neslindendir (Sami ırkındandır). Hz. Hud'un bir adı da “Abir” olup, lâkabı “Nebiyyullah”tır.

Hz. Hud, Yemen'de Aden ile Umman arasında yer alan Ahkaf diyarında doğup büyüdü. Çocukluktan beri Allah'a ibadet ederdi. Arada sırada ticaret yapan Hz. Hud, çok şefkatli ve çok cömert idi. Kavmi Ad, zenginlik, bolluk ve bereket içinde yaşıyor, gösterişli binalarda, zevk sefa içinde bir hayat sürüyorlardı. Ancak, bu zenginliği ve nimetleri kendilerine veren Allah'ı unutan Ad kavmi insanları, putlara tapmaya başlamıştı. Hud Aleyhisselâm, bu kavme peygamber olarak görevlendirildi. Hz. Hud, Nuh Aleyhisselam'ın bildirdiği dinin esaslarını, Ad kavmine bildirdi: «(...) O dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin; sizin ondan başka tanrınız yoktur. Hâlâ sakınmayacak mısınız ?».

Allah onlara, zulüm etmekten ve puta tapmaktan vazgeçmeleri, insanlarla alay etmemeleri, merhametli olmaları, başka insanlara eziyet etmemeleri, yolcuları şaşırtmak amacıyla yollara yanıltıcı işaretler koymamaları (Ad kavmi, çölde yolculuk eden insanları yanıltmak ve onların çölde kaybolmalarına gülmek için, yollara yanıltıcı işaretler koyarlardı), öldürüp paralarını ve mallarını almamalarını ve herşeyi yaratan Yüce Allah'a şükredip ibadet etmeleri için, yönlendirici öğütlerde bulunmak üzere, Hz. Hud'u Ad kavmine gönderdi.

Maalesef başka birçok kabilelerde olduğu gibi, Ad kavmi de kendilerine gönderilen peygambere karşı geldi: «Kavminden, ileri gelen kâfirler dediler ki: Biz seni tam bir akılsızlık içinde görüyoruz ve gerçekten senin yalan söylediğini düşünüyoruz». Hz. Hud onları Allah'ın azabı ile korkutmayı denediyse de, pek az kişi ona inandı. Ancak Hud Aleyhisselâm yılmadı ve insanlarını imana davet etmeyi sürdürdü: «Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra da ona tövbe edin ki, üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve gücünüze güç katsın. Günah işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin». Bu çağrılara karşılık olarak kavmi ona hakaret etti, ve hatta kendinden geçinceye kadar onu dövdü.

Burada söz edilen alçakça dövme olayı da, Ad kavminin en zengini ve bu yüzden onların başı (emiri) olan Sadad adlı kişinin; «Ey Hud! Bu söylediklerimi iyi işit. İşte ben Avc'i kendime vekil atadım. Benim adıma, senin Allah'ınla savaşacak, hadi sür bakalım senin Allah'ını» demesinden sonra gerçekleşti. Bu olayda acımasızca dövülen Hz. Hud, kavminin artık yola gelmeyeceğini anladı ve bunun üzerine, kavminin insanlarına biraz da acıyarak: «Ey Yüce Rabbim! Bana karşı en büyük isyânı göstermiş olan bu Ad kavmine artık acımasız davran. Onlara, cezalarının en büyüğünü ver. Senden bunu diliyorum», «Ya Rabbi ! Sen her şeyi biliyorsun. Ben onlara peygamberliğimi bildirdim. Ey Rabbim! Onlara ders almalarına vesile olacak bir musibet ver» diye beddua etti.

Ad Kavminin Yok Edilişi

Hz. Hud'un duasını kabul eden Yüce Allah, Ad kavmine önce büyük bir kuraklık ve kıtlık verdi: üç yıl boyunca hiç yağmur yağmadı. Akan pınarlar kurudu, ağaçlar, meyveler, sarardı soldu. Hayvanlar susuzluktan telef oldu. Onlara acıyan ve doğru yola çağırmaktan da yılmayan Hud Aleyhisselâm onları yeniden imana çağırmaya devam ettiyse de, onlar giderek azgınlaştılar, Hud Aleyhisselâm'a daha çok eziyetler ettiler. Hz. Hud çeşitli mucizeler gösterdi ise de yine doğru yola girmeye razı olmadılar. Sonunda Yüce Allah, Ad kavmi üzerine azap yüklü bulutunu göndererek, buluttan esen çok güçlü bir rüzgarla onları yok etti: «Ad kavmi (Peygamberlerini) yalanladı da gazabım nasılmış (gördüler). Biz onların üstüne, uğursuzluğu süren bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik».

Yüce Allah'ın gönderdiği bu azap bulutunun adı “Sarsar” idi ve güçlü rüzgârı yedi gece, sekiz gün devam etti: «Ad kavmi ise, kasıp kavuran, uğultulu bir fırtına ile mahvedildi. Allah fırtınayı, artarda yedi gece sekiz gün boyunca onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün». Ad kavmindeki inanmayanları helâk eden rüzgar, Hz. Hud'a ve ona inananların yüzlerine gayet serinletici ve tatlı olarak esti: «Emrimiz gelince; Hud'u ve onunla beraber iman edenleri, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, onları ağır bir azaptan kurtuluşa erdirdik»

Hud Aleyhisselam, kavmi yok olduktan sonra, kendine inananlarla birlikte Mekke-i Mükerreme'ye gitti. Kâbe-i Muazzama'nın bulunduğu yerde, ömrünün geri kalanını ibadet ile geçirdi ve orada vefat etti. Kabrinin Harem-i Şerif'de (Kâbe-i Muazzama'nın etrafındaki Mescit) Hicr (bkz. Hicr suresi) denilen yerde bulunduğu rivayet edilmektedir.

Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de Ad kavmi hakkında şöyle buyuruyor: «Onlar hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lânete tabi tutuldular. Biliniz ki; Ad (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. (Şunu da) bilin ki Hud'un kavmi Ad, Allah'ın rahmetinden uzak kılındı».


Hud Suresi

Hud suresi 123 ayet olup, Hatt-ı Osman'a göre 11. suredir. 12, 17 ve 114. ayetler Medine'de, diğerleri ise Mekke'de inmiştir. Yunus suresinin devamıdır. Hud Aleyhisselam'dan başka, Nuh, Salih, İbrahim, Lut, Şu'ayb ve Musa (a.s.) peygamberlerden de bahseder.

Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.V.) 112. ayet (« O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte, emrolunduğun gibi dosdoğru ol ! (...)») hakkında: «Beni Hud suresi kocattı!» demiştir. Çünkü bu ayette doğrudan doğruya Peygamberimize (S.A.V.) - ve ikinci olarak da tabii ki bütün islâm âlemine - «emrolunduğun gibi dosdoğru ol!» denmiştir ve bu hiç de kolay bir iş değildir.


Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--Peygamberler-Tarihi--

Stumble Upon Toolbar

Hiç yorum yok:

Cep Telefonunuza İçerik Ekleyin: